Varis Tedavisi Nasıl ve Hangi Yöntemlerle Yapılır? telefon numarası, müşteri hizmetleri ve adres bilgilerine hızlı ulaşmak isterseniz aşağıdaki makalemizi okumanızı tavsiye ederiz.
Varis, toplardamarlarda yani venöz sistemde ortaya çıkan bir hastalıktır ve bacaklarda biriken kirli kanın kalbe ulaşmasını sağlayan damarlarda meydana gelir. Bu durumda, varisli damarlar kirli kanı etkili bir şekilde kalbe taşıyamaz hale gelir, bu da damarların genişlemesine ve ağrıya neden olur.
Varisin ortaya çıkmasına pek çok sebep olabilir, ancak temeldeki en yaygın sorun genetik yatkınlıktır. Genetik yatkınlığa sahip bireyler, yaşam tarzları, beslenme alışkanlıkları, uzun süre ayakta durma, sürekli hareketsiz oturarak çalışma gibi etkenlerle varis hastalığına daha yatkın hale gelebilirler.
Varis oluşumunda etkili olan bir dizi faktör bulunmaktadır. Bu faktörler şu şekilde sıralanabilir:
Genetik Faktörler: Ailede varis geçmişi, bireyin varis olma riskini artırabilir.
Cinsiyet: Kadınlarda, özellikle hamilelik döneminde hormonal değişikliklere bağlı olarak varis görülme olasılığı daha yüksektir.
Hareketsizlik: Sürekli oturmak veya ayakta durmak, kan dolaşımını olumsuz etkileyerek varis oluşumuna zemin hazırlayabilir.
İleri Yaş: Yaş ilerledikçe damar duvarları zayıflayabilir ve varis riski artabilir.
İdeal Kilonun Üzerinde Olma: Vücut ağırlığının normalden fazla olması, bacaklarda ekstra baskıya neden olarak varis oluşumunu tetikleyebilir.
Hormonal Değişimler: Ergenlik, gebelik veya menopoz gibi hormonal değişiklik dönemleri, damar yapısını etkileyerek varis oluşumunu artırabilir.
Travmatik Olaylar: Damar yaralanmaları, varis oluşumunu tetikleyebilir.
Uzun Süre Oturmak veya Ayakta Durmak: Dolaşımın düzensizleşmesine yol açabilir ve varis riskini artırabilir.
Dar Kıyafetler ve Yüksek Topuklu Ayakkabılar: Kan dolaşımını engelleyebilir ve varis oluşumunu destekleyebilir.
Kabızlık: Kabızlık, pelvik bölgedeki damarlara baskı yaparak varis oluşumuna katkıda bulunabilir.
Bu faktörler, yaşam tarzında yapılan uygun değişikliklerle kontrol altına alınabilir ve varis oluşumunun önlenmesine yardımcı olabilir.
Varis, toplardamar yetmezliği anlamına gelir. Varis, bacaklardaki kirli kanın temizlenmek üzere akciğere taşınmasıyla ilgili yüzeysel toplardamarlardaki yetmezlik durumunu ifade eder. Bacaklardaki kirli kan, çeşitli faktörlerin etkisiyle bacaklardan pompalanarak akciğere yönlendirilir. Ancak bu kanın yer çekimi nedeniyle geri dönmesini engelleyen bacak toplardamarlarındaki kapakçıkların işlevini yerine getirmemesi durumunda, kanın bacaklara geri kaçması (reflü) söz konusu olabilir. Bu durum, bacak toplardamarlarında birikerek varis olarak adlandırılan rahatsızlığa neden olur. Varis, genellikle istenmeyen görüntü, ağrı, acı ve şişkinlik gibi belirtilerle kendini gösterir.
Varisin en yaygın belirtileri arasında bacak damarlarının belirginleşmesi, genişleyip şişmesi, ağrı ve sızıya sebep olması, ileri aşamada ise ayak bileklerinde yaraların oluşması yer alır.
Varis probleminin neden olduğu şikayetler aşağıda sıralanabilir:
Bu belirtiler, varis problemine işaret edebilecek rahatsızlıklardır. Varis tedavisi için bir uzmana başvurmak, tanı sürecinin başlaması ve uygun tedavi yönteminin belirlenmesi açısından önemlidir.
Esneme, genişleme ve zayıflama gibi farklı yapısal özelliklere dayanarak, temel olarak üç farklı varis tipi bulunmaktadır. Bu varis çeşitleri, varisin anatomik yapısına göre belirlenir:
Telenjiektaziler – Kılcal Varisler: Bu tip varisler, derinin yüzeyine yakın küçük damarların genişlemesi ve belirgin hale gelmesiyle karakterizedir. Genellikle kırmızı veya mavi renkte görünen bu kılcal damarlar, varis belirtilerinin daha başlangıç evrelerini temsil eder.
Retiküler Venler – Orta Boy Varisler: Retiküler venler, derinin orta tabakasında bulunan ve daha büyük olan venlerdir. Genellikle mavi veya yeşilimsi renkte görünürler. Bu varis tipi, kılcal varislerden daha belirgin olabilir ve tedavi gerektirebilir.
Variköz Venler – Kalın Varisler veya İç Varisler: Bu tip varisler, derin ven sistemini etkileyen ve genellikle bacaklarda belirgin, kalın damarların ortaya çıkmasına neden olan bir durumu ifade eder. İleri aşamalarda ağrı, şişlik ve cilt değişiklikleri gibi belirtilere yol açabilirler.
Her bir varis tipinin belirgin özellikleri ve etkilediği bölgeler farklıdır. Bu nedenle, doğru teşhis ve etkili bir tedavi için varis çeşitlerinin dikkatlice değerlendirilmesi önemlidir.
Varis şikayetlerine zamanında müdahale edilmemesi durumunda, ileri dönemlerde ortaya çıkabilecek sorunlar önemli ölçüde büyüyebilir ve tedavi sürecini karmaşık hale getirebilir. Bu şikayetler, her 4 kadından birinde ve her 5 erkekten birinde gözlemlenebilir. Genellikle bacak derisinin altında, mavi tonlu ve değişik çaplarda kıvrıntılı kabarıklıklar şeklinde ortaya çıkan varisler, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, varis belirtileriyle karşılaşıldığında zamanında önlem almak, ileri dönemde ortaya çıkabilecek komplikasyonları önlemek için kritik bir öneme sahiptir.
Varis, bacak toplardamarlarının plastik bir hortumun yüksek basınç altında şişmesiyle benzerlik gösterir. Şişmiş veya genişlemiş damarların eski haline dönmesi mümkün değildir. Bu nedenle, varis oluştuğunda tedavi edilmesi kaçınılmazdır.
Bazı durumlarda kapakçıkların tedavi edilebileceği düşünülse de, venöz damarlarda bu mümkün değildir. Zira kapakçıklar genişlediyse, damar da genişlemiştir ve bu durumda damarın kapatılması kaçınılmazdır.
Günümüzde toplumun yaklaşık yarısında rastlanan varis sorunlarına, teknolojik ilerlemeler ve bilimsel araştırmaların genişlemesi sayesinde yeni tanı ve tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Varis tedavisi, cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle gerçekleştirilebilmektedir. Varisler, bir toplardamar hastalığı olarak, oluşum nedenlerine ve bulundukları damarlara bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Her tedavi yöntemi, her varis türü için geçerli olmayabilir; bu nedenle uygulanacak tedavi yöntemi, detaylı bir muayene sonucunda belirlenir.
Kişinin kozmetik sorunlara yol açan, deri altında mor ve yeşil renkli belirtiler gösteren yüzeysel varislerin tedavisinde günümüzde skleroterapi yöntemi tercih edilmektedir.
Skleroterapi, halk arasında iğne tedavisi olarak bilinir. Bu yöntem, yetmezlik gösteren damara iğne ile girilerek uygulanan ilaç enjeksiyonuyla damarın kapatılmasına dayanır. Uygulama sonrasında hızlı bir iyileşme süreci için bandaj ve varis çorabı kullanılır.
Köpük tedavisi, bilindiği gibi varisi tedavi etmek için kullanılan bir yöntemdir. Varis, toplardamar hastalığı olarak bilinir ve bu hastalık, toplardamarlar içindeki kan akışını belirleyen kapakçıkların işlevsiz hale gelmesi sonucunda ortaya çıkar.
Normalde, sağlıklı kapakçıklar kanın tek yönlü olarak kalbe doğru akmasına izin verir. Ancak varis hastalarında, genişlemiş damar çapı nedeniyle kapakçıklar bu görevi tam olarak yerine getiremez ve kanın aşağı doğru geri kaçmasını önleyemez.
Bu durumdaki damarların kapatılması, genişlemiş damar çapının daraltılmasının mümkün olmaması nedeniyle gerekli bir tedavi yöntemidir. Büyük damarlarda lazer, buhar veya radyofrekans gibi yöntemlerle gerçekleştirilen kapatma işlemi, ince damarlarda ise köpük tedavisiyle uygulanabilir.
Varis şikayetleriyle doktora başvuran hastalar, detaylı bir muayene ve tetkik sürecinden geçerler. Sağlık geçmişinin ve genel durumun değerlendirilmesinin yanı sıra, çeşitli radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılarak varisli damarlar belirlenir. Günümüzde varis tanısında öncelikli olarak tercih edilen yöntem, renkli Doppler ultrasonografisidir.
Varisli damarların teşhisi konulduktan sonra, lazer tedavisi uygulanabilir. Lazerle varis tedavisi, özel bir kateter aracılığıyla yetmezlik gösteren damara girilerek gerçekleştirilir. Lazer enerjisi kullanılarak damar içten yakılır ve işlevsiz hale getirilir. Bu sayede, dolaşım sistemine katılacak kanın diğer toplardamarlara yönlendirilmesi sağlanır.
Lazerle etkisiz hale getirilen damar, zaman içinde küçülerek kaybolur ve varise bağlı şikayetler ortadan kalkar. Günümüzde bazı durumlarda, lazerle varis tedavisi sürecinde cerrahi yöntemlere başvurulabilir. Bu süreçte, varisli damarın çıkarılması gerekebilir.
Lazerle varis tedavisi yaklaşık olarak 40 dakika sürer ve uygulama sonrasında hasta aynı gün taburcu edilir, bacağı ise tıbbi bandajla sarılır. Ameliyat sonrasında belirli bir süre varis çorabı kullanımı da önerilebilir.
Radyofrekans ablasyon (RFA), varisli damarların tedavisi için kullanılan en yeni yöntemlerden biridir ve ısı enerjisi kullanarak damar duvarlarını ortadan kaldırmayı amaçlar. RFA özellikle küçük damarlar üzerinde etkili bir tedavi sağlar, ancak daha geniş damarlar için skleroterapi gibi diğer yöntemlere ihtiyaç duyabilir. Skleroterapi, damara bir kimyasal enjekte edilerek damarın içinde yara izi oluşturmayı içerir ve bu, kan akışını engellemeye yardımcı olur.
Varis tedavisinde kullanılan yapıştırıcı yöntemi, siyanoakrilat adlı tıbbi bir yapıştırıcı maddenin varisli damarlara enjekte edilmesi prensibine dayanır. Bu tedavi şekli, siyanoakrilatın enjekte edilen varisli damarları birbirine yapıştırarak ortadan kaldırmasını amaçlar. Tıbbi yapıştırıcı madde, ince bir tüp olan katater aracılığıyla varisli damar içine yerleştirilir, ardından damar kapatılarak kanın doğal olarak bacağın diğer sağlıklı damarlarına geçişi sağlanır.
Yapıştırma yöntemi sırasında hastaya anestezi uygulanmaz, kesi veya dikiş yapılmaz. Bu nedenle hasta tedavi sonrasında günlük yaşantısına hemen dönebilir. Ayrıca, yapıştırma yöntemi, uygulama sonrasında herhangi bir iz, leke veya morluk oluşumuna neden olmaması açısından diğer tedavi yöntemlerine göre avantajlıdır.
Varis tedavisinde giderek daha fazla tercih edilen, ameliyatsız ve başarılı bir yöntem olan yapıştırma yöntemi, etkili sonuçlarıyla bilinmektedir.
Silgi lazer ile kılcal varis tedavisi, oldukça yaygın bir şekilde uygulanan bir yöntem olup, etkili sonuçlar elde etmeyi mümkün kılar ve kişilere varis sorunlarına çözüm sunar. Bu tedavi yöntemi, kılcal varis tedavisi alanında öne çıkmaktadır ve bacak, yüz ve burun kenarlarındaki varislerin daha kolay bir şekilde tedavi edilmesini sağlar. Aynı zamanda, başarılı sonuçların maksimum düzeyde elde edilmesine imkan tanır.
Varis, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen ciddi bir sağlık sorunudur ve çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Cerrahi tedavi, varis çorabı, skleroterapi (iğne tedavisi) ve endovenöz girişimler (damar içinden lazer tedavisi) başlıca uygulanan tedavi yöntemleridir. Her bir tedavi yöntemi, varisin boyutu ve yaygınlığına göre belirlenir.
Skleroterapi (iğne tedavisi), özellikle örümcek ağı şeklindeki mavi damarlar veya küçük varislerde etkili olan bir yöntemdir. İnce iğnelerle damar içine ilaç enjekte edilerek gerçekleştirilir. Aynı ilacın köpük halinde kullanılması da mümkündür, bu uygulamaya köpük tedavisi denir. Bu yöntem, uygun hastalarda etkileyici sonuçlar elde edilmesine olanak tanır ve hastaların genellikle tam memnuniyet sağlamasına yardımcı olur.
Endovenöz girişimler (Laser tedavisi, Radyofrekans Ablasyon), ultrason eşliğinde damar içine yerleştirilen bir katater ile varisin içinden büzülmesini sağlar. Bu yöntem, hastaların normal hayatlarına hemen dönebilmelerini sağlar. Aynı zamanda cildin yüzeyindeki kılcal damarlar da cilt üzerinden uygulanan lazerle yok edilebilir. Bu sayede özellikle estetik kaygı yaratan kılcal damarlar ameliyatsız bir şekilde ortadan kaldırılır.
Cerrahi girişimde amaç, dışarıdan görülen varislerin çıkarılmasının yanı sıra toplardamarlardaki yetersizliği gidermektir. Doppler ultrason ile hastaların önceden incelenmesi önemlidir. Günümüzde, lazer veya ses dalgası enerjisi kullanılarak kasık-diz arasındaki sorunları gidermek ve bacak altındaki varisleri bölgesel olarak çıkartmak ideal bir tedavi olarak kabul edilmektedir.
Eğer kapak yetersizliği yoksa, genişlemiş varis yumaklarını küçük cilt kesileri ile çıkarmak yeterlidir. Bu kesiler genellikle cildin doğal çizgilerine paralel olarak yapılmakta ve dikiş gerektirmemektedir, böylece ameliyat sonrasında iz bırakmamaktadır. Girişim, yan dal varislerin çokluğuna ve hastanın tercihine bağlı olarak genel veya lokal anestezi altında gerçekleştirilebilir.
Günümüzde varis probleminin tanısında birçok radyolojik inceleme yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında en kesin ve nitelikli verilere ulaşmayı sağlayan ise renkli Doppler ultrasonografidir. Renkli Doppler ultrasonografi, hastanın hem yatarken hem de ayaktayken çekilmesi gereken bir inceleme yöntemidir. Bacaklardaki varislerin kesin tanısında başvurulan bu yöntem, toplardamarların yapısını, oluşan pıhtıları, kapakçıklardaki bozuklukları ve kaçakları belirlemede etkili bir rol oynamaktadır.
Nadir durumlarda başvurulan diğer tanı yöntemleri arasında bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans (MR) ve venografi incelemeleri bulunmaktadır. Varis tedavisinin başarıyla uygulanabilmesi için tanı süreci büyük önem taşımaktadır. Çünkü yetmezlik mevcut olan damarın tespiti yanı sıra hangi tedavi yönteminin uygulanması gerektiğine de tanı sürecinde karar verilmektedir.
Varis tedavisi, ameliyatsız yöntemlerle başarılı bir şekilde uygulanabilen bir tedavi seçeneğidir. Varis, vücudun çeşitli bölgelerinde damar genişlemeleri şeklinde ortaya çıkabilir, bu nedenle tedavi fiyatları bireyden bireye değişebilir. Varis tedavisi fiyatları üzerinde etkili olan faktörler arasında varisli damarların konumu, genişleme miktarı, hastanın yaşlılık durumu, mevcut kronik hastalıklar, kullanılacak tedavi yöntemi, sağlık kuruluşunun deneyimi, kullanılan ekipmanın kalitesi, doktorun uzmanlığı gibi bir dizi faktör bulunmaktadır. Bu sebeplerle, hastanın detaylı bir muayenesi yapılmadan kesin bir fiyatlandırma belirlemek mümkün değildir.
Varis hastalığı, ameliyatsız yöntemlerle etkili bir şekilde tedavi edilebilen bir durumdur. Varis belirtileri gösteren hastaların güvenilir bir sağlık kuruluşuna başvurarak uzman doktorlar tarafından detaylı bir muayene, tetkik ve görüntüleme yöntemleri ile altta yatan nedenleri belirlenebilir. Bu sayede varis tedavi yöntemi, hastanın durumuna uygun olarak belirlenebilir. Hasta ile doktor arasında doğru iletişim kurularak tedavi süreci başlatılabilir. Varis tedavisi fiyatları konusunda daha fazla bilgi almak ve detaylı muayene için deneyimli hekim kadrosuyla hizmet veren hastanelerin kalp ve damar cerrahisi klinikleriyle iletişime geçmek, uygun bir adım olabilir.
Varis hastalığı, ayak damarlarında meydana gelen morluklar ve rahatsız edici sorunlarla belirginleşir, bu da uygun doktoru bulma sürecini başlatır. Genellikle ayak damarlarından kaynaklanan bir sorun olduğu için, varis hastalığına sahip bireylerin, tedavi süreçlerinde Kalp Damar Cerrahisi uzmanına başvurması önemlidir. Varis hastalığıyla mücadele eden kişiler, yanlış birçok bölüme giderek tedavi süreçlerinde zorluk yaşayabilirler.